Çakıl Taşları
aşk'dı işte O...aşk! ...
elimi ateşte yaktığım gibi sızlatan
kedimi kaybettiğim günkü gibi koşturan
ağzımda beş çakıl taşı varmış gibi susturan
ansızın kırmızı yanmış gibi durduran
gözlerime duman kaçmış gibi ağlatan
aşk'dı işte O...aşk! ...
dalları suya dokunmak isteyen söğüt ağacı gibi
güneşi görmek isteyen ay çiçeği gibi
giden yolcusunun ardından ağlayan gibi
oyuncağı elinden alınan çocuk gibi
aşk'dı işte O...aşk! ...
bir bahardı O, hep çiçek
bir gün doğuşu, hep umut
bir rüzgardı, hep şarkı
bir özlemdi, hep taze
aşk'dı işte O...aşk! ...
çakıl taşları avcumda şimdi
saydım yine beş.
beş vakit geçecek
çakıl taşları
haber verecek:
karşında işte!
işte O!
aşk! ...